Friday, June 10, 2016

*DOKUZ*AHMET KARAYÜN* *ADOM YAYINLARI*


.Kanıyorum bak, her yanım kızıl kan içinde.
Kanıyorum gördüğüm o düşe hemen, her seferinde.
Oysa hiç kanamıyorum o eşsiz gülüşüne. 
Ne kanmak düşlerime, ne kandırmak kendimi, ne de kana kana doymak sana... Eviriyorum, çeviriyorum koskoca bir hiçlik elimde...
"Süveyda" diye mırıldandı. "Demek ki kalbine koskoca dokuz yıldan sonra soktun beni. Benim siyah gül tutkumun Süveyda olduğunu anlaman için koskoca 9 yıl geçmesi mi gerekliydi? Evlenmemizin üzerinden çok da zaman geçmeden evvel anlamıştım gerçek aşkın ne olduğundan habersizliğini. Evlenmeden önce kalbinde gördüğüm o küçük siyah noktayı büyütmeni, beni oraya koymanı bekledim hep. Süveyda nedir, bilir misin Samir? Süveyda, siyah küçük bir noktadır ki, insan karşısında ki kişiye gerçekten sevgi duyduğu an kalbine düşer bu kara leke. Kandaki siyah bir pıhtıdır Süveyda; Hem maddi hem de uhrevi âlemin tümünü kuşatan bir öz ve insanın varlığının bir hakikatidir. Nasıl ki, bir meyve çekirdeği özünde ağacını barındırıyorsa, şu Nokta-i Süveyda adı verilen kara leke de kâinatın özünü barındırır içinde. İnsanlar bilmese de dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bir insan âşık olduğunda kalbine düşen o süveyda, suya damlatılan mürekkep gibi çözülür; Yavaş yavaş büyür ve tüm benliğini kaplar. İşte insanın bedenine yayılan o kara lekeye Kara Sevda denir ve bu hastalığa tutulan ruh ve beden savunmasız hale gelir. Odur ki sevgide azalma olduğunda bu leke küçülür, küçülür ve zamanla iyiden iyiye yok olur. Kara sevda bu kara lekeden gelir ve hatta Mecnunun körlüğü, kalbini kaplayan o kara süveydadan bilinir. Hayatındaki varlığım tehlikeye girdiğinde beni ne kadar sevdiğini anladın ve kalbindeki o lekeyi çok kısa zamanda büyüttün. İşte bu siyah güller de rengini o kalbinde ki süveydadan aldı. Kalbindeki aşkımdan rengini alan bu siyah güllerin yalnızca bir matem çiçeği oluvermesi ne acı değil mi? Oysaki senin ellerinden almayı dilediğim bu güllerin aşkımızın nişanesi, mutluluğumuzun mührü olmasını isterdim."
Sayfa Sayısı: 276
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Adom Yayıncılık

KİTAP YORUMUM
Büyük bir aşk, evlilikteki zorunluluklar ve sonra monotonlaşması küslük, barışma yolunda adımlar ve büyük bir kaza. Bir kere kitabı okurken mutlaka yanınıza bolca mendil alın derim. L Zira gerçekten tam dram. Sevgi  olmasına rağmen, iyi niyet olmasına rağmen bazı toplum kuralları bayanların hayata bakış açısı, ve eşinin bitmek tünenmek bilmeyen istekleri. Aslında kendi açılarından ikisi de haklıydı. Ama önemli olan iletişim kurabilmeleri ortada buluşabilmeleriydi. Bazen sevmek yetmez tek başına hatta iletişim kurabilmek sevmekten bile belki de daha çok yakınlaştırabilir insanları. Bu benim kişisel düşüncem tabi ki. Kitabın sonu ciddi kötü bitiyor ama ben değerli yazarımızın final yapmamasından ve kitabın devamını yazmasından yani seri yapmasından yanayım.Kafamda kurgunun devamını kendimce yazdım bile. Bunu genelde bana göre boşluk kalan kitapların sonunda yapıyorum ve bunu genelde yazarlarımız ile paylaşıyorum. Kitabın devamında durdu denilen kalp yeniden çalışmalı ya da bunu o şekilde algılayan nikahtaki annesi nikahtan sonra suçluluk duygusu ile uyuyakalsın ve rüyasında bu kazayı görmüş olsun. Sonra eski eş ve yeni eş çatışsın. Büyük bir mücadele başlasın. Zaten emin olmayan evliliği temeli olmadığı için sallanır ve eski eş de mücadelesini yaparsa yine sonu mutluluk ile bitebilir. Belki de finalin bu şekilde bitmesini istemediğimden devamı gelmeli diyorum. Yine keyif alarak okuduğum bir eserdi.
Yazarımıza ait GİZLİMİRAS ve ÇAKAL KAYASI isimli eserleri vardır. Kendisine değerli eserlerini benimle buluşturduğu için teşekkür ediyorum.



DUYGU SONGÜL KAHRAMAN

0 comments:

Post a Comment

 

Bir Kitap Bin Yürek Published @ 2014 by Ipietoon